Askerde üst asta küfür edebilir mi ?

BasriBey

Global Mod
Global Mod
Askerde Üst Asta Küfür Edilebilir mi?

Merhaba Forumdaşlar,

Sizlerle paylaşmak istediğim bir hikâye var. Bu hikâye, askerlik hayatında çoğumuzun karşılaştığı bir durumu, belki de sıkça düşündüğümüz ama pek fazla dile getirmediğimiz bir konuyu ele alıyor.

Askerde üst aste küfür edebilir mi? Belki bu soruya yanıt verecek çok az kişi vardır, ama hikâyemizde bu sorunun hem kişisel hem de toplumsal boyutları var. Kimi zaman gergin anlar yaşanır, kimi zaman sabır tükenir. Ancak, bu durum gerçekten her zaman sadece "güç" ile mi ilgilidir? Haydi, sizlerle bu duygusal ve sürükleyici hikâyeye göz atalım.

Hikâyenin Başlangıcı

Oğuz, askerliğe başlamadan önce hayatı çok farklıydı. Şehir hayatının gürültüsünden uzak, kendi işini yaparak gayet düzenli ve planlı bir yaşam sürüyordu. Ama askerlik, ne kadar hazırlıklı olursa olsun, herkesi bir şekilde değiştiriyor.

İlk günleri pek zorlayıcı değildi. Düzenli eğitimler, askeri disiplinin sertliği... Derken, bir gün gece nöbetine çıkan Oğuz, komutanının sıkça kendisine sert bir şekilde bağırmaya başladığını fark etti. İlk başta sabırla karşılık verdi, fakat sonra bir şeyler değişmeye başladı. Askerlikteki bu sert disiplin bazen sınırları zorluyordu. Özellikle başçavuş Gürkan, Oğuz’a hep daha fazla yük biniyordu. Bu sürekli baskı, Oğuz’un içindeki sabrı yavaşça tükenmeye başlatıyordu.

Bir akşam nöbette, başçavuş yine üzerini ona yükleyip fırça atmaya başladığında, Oğuz’un sabrı taşmıştı. “Yeter!” diye bağırdı. İçindeki öfke, yılların birikimi, artık dışarı çıkmak istiyordu. O anı hatırladıkça, kendisini çok kötü hissediyordu. “Gürkan’a karşı küfür ettim,” dedi içinden, "ama gerçekten hak etmediydi mi?"

Erkeklerin Çözüm Odaklı Yaklaşımı

Oğuz, bir süre sonra yaşadığı bu duygusal çatışmayı çözmeye karar verdi. Bunu kimseyle paylaşmak istemedi. Erkeklerin çoğu gibi, çözüm odaklıydı. Ne olursa olsun, askerlikte kurallar vardı ve bazen duyguları bir kenara koymak gerekiyordu. "Belki de bunun tek bir cevabı vardı: Özür dilemek."

Ancak, Oğuz bu konuda yalnız değildi. Yanındaki arkadaşları, durumu tam olarak anlamışlardı. Burak, Oğuz’a ne olduğunu sordukça, o da olayın derinliklerine inmeye başlamıştı. Burak, askerlikteki çoğu konuda çözüm odaklıydı, ama bu durumu basitçe geçiştirmiyordu.

"Birini küçümsemek, ona küfür etmek, ne kazandırır ki? Belki de sinirlerine hakim olmalısın, Oğuz. Böyle davranmak seni zayıf yapar."

Burak’ın söyledikleri, Oğuz’un kafasında yankılandı. “Haklı” diye düşündü. Oğuz, durumu çözmeye yönelik adımlar atmak istiyordu, ama nasıl? Askerdeki hiyerarşi, sadece kurallarla değil, duygusal sınırlarla da bir yerdedir. Askerlikte birinin sana bağırması, seni sorgulaması kabul edilebilir bir şeydi. Ancak, buna nasıl tepki verileceği, kişiliğe ve karaktere bağlıydı.

Kadınların Empatik Yaklaşımı ve İlişkisel Düşünme</color]

Oğuz’un yaşadığı içsel çatışmayı, Aslı, Oğuz’un kız arkadaşı, daha farklı bir açıdan görüyordu. Askerlikteki hiyerarşi ve baskı onun için de anlaşılabilir bir durumdu, ancak kadınların empatik bakış açısı biraz daha farklıydı. Aslı, Oğuz’u dinlerken, duygusal açıdan onun yaşadığı gerilimi hissetmişti.

"Askerlik zor bir süreç, biliyorum," dedi Aslı, “ama bu baskı karşısında duygusal olarak kırılmaman önemli. Kızgınlık bir anlık bir şey, ama unutma, insanlar birbirlerine küfür ettiğinde yalnızca duygusal boşalım yaşarlar. Bu senin bir zayıflığın değil, insani bir tepkidir."

Aslı, Oğuz’a empatik bir şekilde yaklaştı. Oğuz, bir kadının nasıl bu kadar ilişkisel ve sakin bir yaklaşım sergileyebileceğine şaşırdı. Aslı’nın sözleri, içindeki öfkeyi dindirmek yerine, ona duygusal bir farkındalık kazandırıyordu.

Kadınların ilişkisel bakış açıları, bazen karşımızdaki kişiyi anlamamıza yardımcı olur. “Evet,” dedi Oğuz, “belki de başçavuş Gürkan, sürekli yüklerken, ben de onunla insani bir bağ kurmalıydım. Ama... o da bir insan değil mi?”

Sözün Sonu ve Forumda Tartışma

Hikâye burada sona erdi, ancak herkesin içindeki fırtınalar, öfkeler, beklentiler hala devam ediyor. Askerde üst asta küfür edilebilir mi? Bu sadece bir sorudan ibaret değil, aynı zamanda hepimizin içindeki sorulardan bir tanesi. Güç mü, yoksa sabır mı? Askerdeki baskı altında sabırlı olmak, aslında kişinin içsel gücünü gösterir. Ama bazen de bu sabır, bir noktada taşabilir.

Şimdi, forumdaşlar, sizce bu durumda doğru olan hangisiydi? Oğuz’un yaşadığı bu anı, siz nasıl değerlendirirsiniz?

Bir yanda erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımı, diğer yanda kadınların empatik bakışı... Peki sizce bu durumu nasıl ele almak gerekirdi? Hadi, düşüncelerinizle bu hikâyeyi zenginleştirelim!