İlk elektrikli süpürgeyi kim icat etti ?

Ceren

New member
İlk Elektrikli Süpürge: Temizlikten Daha Fazlası, Toplumsal Bir Hikâye

Evde sessiz bir sabah düşünün. Elektrikli süpürgenin uğultusu arka planda dönerken, bir yandan kahve kokusu yayılıyor. Basit bir ev işi gibi görünen bu sahnenin ardında, aslında tarih boyunca süregelen toplumsal roller, cinsiyet kodları ve sınıfsal eşitsizliklerin izleri yatıyor. “İlk elektrikli süpürgeyi kim icat etti?” sorusu, yalnızca teknolojik bir merak konusu değil; kadın emeğinin görünmezliğini, erkek icatçılığının yüceltilmesini ve temizlik işinin nasıl toplumsal bir kimliğe dönüştüğünü anlamamız için bir pencere.

Bir Buluşun Hikâyesi: Kim İcat Etti, Kim Kullandı?

Modern anlamda ilk elektrikli süpürge, 1901 yılında İngiliz mühendis Hubert Cecil Booth tarafından geliştirildi. Ancak Booth’tan birkaç yıl önce Amerikalı mucit John Thurman da benzer bir “hava üfleyerek temizleme” cihazını kullanmıştı. Yani buluşun tarihi birkaç farklı noktada başlıyor. Fakat dikkat çekici olan, bu icatların tamamının erkek mucitlere atfedilmesi, oysa temizlik emeğinin büyük oranda kadınlara yüklenmiş olmasıdır.

O dönemde sanayi devrimi hızla ilerliyordu, şehirleşme artıyor, evler makinelerle dolmaya başlıyordu. Ama bu teknolojik ilerleme kadınların iş yükünü azaltmaktan çok, çoğu zaman “temizliğin standardını” yükselterek beklentiyi artırdı. Feminist tarihçi Ruth Schwartz Cowan’ın More Work for Mother adlı çalışmasında belirttiği gibi, ev teknolojileri “zaman kazandıran” değil, “zaman harcamanın biçimini değiştiren” araçlardı. Süpürge, ütü, çamaşır makinesi… Tüm bu makineler, kadın emeğini görünmez ama daha disiplinli hale getirdi.

Toplumsal Cinsiyet Rolleri: Kadının Emeği, Erkeğin Buluşu

Elektrikli süpürge, bir “kadın icadı” olmasa da kadınların yaşamını kökten etkiledi. Bu icadın ardındaki ironik gerçek şu: Erkek mucitler, kadınların ev içi rollerine çözüm üretirken, o rollerin adil olup olmadığını sorgulamadılar. Yani “çözüm”, mevcut sistemi rahatlatmak için tasarlandı, değiştirmek için değil.

20. yüzyılın başında temizlik, “kadın doğasının bir parçası” olarak görülüyordu. Reklamlarda, mutlu ev hanımları parlayan yerleriyle gurur duyuyor, süpürgeyi adeta bir statü sembolü olarak taşıyordu. Bu durum, kadınların emeğini “aşkın bir görev” gibi göstererek duygusal bir yük haline getirdi. Oysa bu “doğal görev” algısı, patriyarkal sistemin yeniden üretiminden başka bir şey değildi.

Kadınlar temizlikle özdeşleştirilirken, erkekler “teknolojiyle” özdeşleştirildi. Erkek mucitler inovasyonun, kadınlar ise uygulamanın temsilcisi oldu. Bu durum, bilgi üretimi ve emek dağılımı açısından tarihsel bir uçurum yarattı. Kadınlar süpürgeyi kullanan el oldular, ama hiçbir zaman onu icat eden zihin olarak görülmediler.

Irk ve Sınıf: Temizliğin Bedelini Kim Ödedi?

Elektrikli süpürge gibi ev teknolojileri, başlangıçta yalnızca üst sınıfların erişebileceği ürünlerdi. 1900’lerin başında bir süpürgenin fiyatı ortalama bir işçinin birkaç aylık maaşına denk geliyordu. Bu da temizlik işinin hâlâ alt sınıflar ve hizmetçiler tarafından yapılmaya devam etmesi anlamına geliyordu.

Özellikle Amerika’da siyahî kadınlar, beyaz ailelerin evlerinde temizlikçi olarak çalışıyordu. Bu iş, hem ırksal hem de sınıfsal eşitsizliklerin kesişim noktasındaydı. Evelyn Nakano Glenn’in araştırmalarına göre, 20. yüzyılın ortalarında temizlik emeğinin %80’i beyaz olmayan kadınlar tarafından yürütülüyordu. Elektrikli süpürge “modernliğin simgesi” haline gelirken, onunla temizlik yapan kadınlar bu modernliğin dışına itiliyordu.

Yani teknolojik ilerleme, eşitsizliği ortadan kaldırmak yerine, onu sadece daha sessiz bir biçimde yeniden üretmişti.

Kadınların Direnci: Emeği Görünür Kılmak

Fakat bu hikâye yalnızca mağduriyet üzerinden okunmamalı. Kadınlar, temizlik emeğini görünür kılmak için tarih boyunca farklı yollar buldular. 1960’larda ABD’de ev işçilerinin sendikalaşma hareketi başlamış, Latin Amerikalı ve Afro-Amerikalı kadınlar “Domestic Workers United” gibi örgütler kurarak hak talep etmişlerdir.

Günümüzde “housework as labor” (ev işi emektir) söylemi, feminist iktisadın temel taşlarından biri haline geldi. Silvia Federici’nin de vurguladığı gibi, ev işleri ücretlendirilmemiş olsa da, kapitalist sistemin sürdürülebilirliği için zorunludur. Elektrikli süpürge bu açıdan, görünmez emeğin hem sembolü hem de sessiz tanığıdır.

Erkeklerin Katkısı: Çözüm Odaklı Ama Duyarlı Yaklaşımlar

Erkeklerin bu alandaki varlığı yalnızca icat etmekle sınırlı kalmamalı. Günümüzde birçok erkek, ev içi emeğin paylaşılması gerektiğini savunuyor ve bu konuda aktif sorumluluk alıyor. Ancak burada “yardım etmek” değil, “paylaşmak” kavramı önemlidir. Çünkü yardım, hâlâ esas sorumluluğun kadında olduğu varsayımını taşır.

Finansal ve teknik alanlarda çözüm odaklı düşünen erkeklerin, toplumsal eşitlik perspektifiyle hareket etmesi, yapısal dönüşümün anahtarıdır. Teknoloji yalnızca “daha iyi süpürgeler” üretmek için değil, daha adil iş bölümleri oluşturmak için kullanılmalıdır.

Ev Teknolojilerinin Sosyal Aynası: Modernlik Kimin İçin?

Elektrikli süpürge, bugün neredeyse her evde bulunan sıradan bir alet. Ancak bu sıradanlık, tarihsel eşitsizliklerin üstünü örtüyor. Temizlik hâlâ çoğunlukla kadınların sorumluluğunda. Teknolojik kolaylıklar bile, patriyarkal normları kökten değiştiremedi.

Buna rağmen değişim mümkün. Ev içi emeği yeniden tanımlamak, teknolojiyi sosyal adaletin aracı haline getirmek, bu farkındalıkla başlar. “Akıllı ev” sistemleri yalnızca zamandan tasarruf etmek için değil, bakım emeğini paylaşmak için de kullanılabilir.

Tartışma İçin Sorular:

1. Ev teknolojileri gerçekten kadınların yükünü hafifletti mi, yoksa sadece beklentileri mi artırdı?

2. Erkek mucitlerin tarih boyunca “ev teknolojileri” alanında öne çıkması, kadın emeğinin görünmezliğini nasıl pekiştirdi?

3. Günümüz dijital teknolojileri (örneğin robot süpürgeler), sınıf ve cinsiyet eşitsizliğini yeniden mi üretiyor?

4. “Yardım etmek” yerine “paylaşmak” kavramını ev içi emek açısından nasıl yeniden tanımlayabiliriz?

Kaynakça ve Kişisel Gözlem:

- Cowan, Ruth Schwartz. More Work for Mother: The Ironies of Household Technology from the Open Hearth to the Microwave.

- Federici, Silvia. Wages Against Housework.

- Glenn, Evelyn Nakano. From Servitude to Service Work: Historical Continuities in the Racial Division of Paid Reproductive Labor.

- Kişisel gözlem: Ev emeği paylaşımı üzerine yapılan bir atölyede, genç bir katılımcının şu cümlesi hafızamda yer etti: “Süpürgeyi kim icat etti bilmiyorum ama onu kimlerin elinden hiç düşürmediğini biliyorum.”

Bu cümle, belki de tüm tartışmanın özüdür: Teknoloji, kimler için özgürlük, kimler için yük demek? Ve asıl soru: Elektrikli süpürgeyi kim icat etti değil, kimin hayatını gerçekten değiştirdi?