Sevval
New member
KOSGEB’den Kimler Yararlanamaz? Bilimsel ve Sosyal Perspektiflerden Bir Bakış
Merhaba değerli forum üyeleri,
KOSGEB (Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi) özellikle girişimciler için büyük bir umut kapısı. Ancak herkesin düşündüğü gibi, bu destekler herkese açık değil. Kimlerin KOSGEB’den yararlanamayacağı konusu, hem objektif kriterlerle hem de toplumsal etkilerle değerlendirilmesi gereken bir mesele. Bu yazıda, resmi verilerden hareketle kimlerin bu desteklerin dışında kaldığını ele alacak, ardından erkeklerin daha analitik bakışını ve kadınların daha duygusal-sosyal yaklaşımını karşılaştıracağız.
---
KOSGEB’in Temel Amacı ve Destek Alanları
KOSGEB’in temel amacı, küçük ve orta ölçekli işletmeleri destekleyerek ekonomiye katkı sağlamaktır. Destekler girişimcilik, Ar-Ge, inovasyon, istihdam ve ihracat odaklıdır. Ancak bu desteklerden faydalanabilmek için belli başlı şartlar vardır.
Örneğin:
- İşletmenin KOBİ ölçeğinde olması gerekir.
- Faaliyet alanının KOSGEB desteklenen sektörler listesinde yer alması gerekir.
- İşletmenin resmi kayıtlarda (vergi levhası, ticaret sicili vb.) uygun şekilde tanımlanmış olması gerekir.
Bu noktadan sonra “yararlanamayanlar” konusu devreye giriyor.
---
KOSGEB’den Kimler Yararlanamaz?
KOSGEB desteklerinden yararlanamayanlar arasında şunlar öne çıkmaktadır:
1. Büyük ölçekli işletmeler → Çalışan sayısı 250’yi aşan veya yıllık cirosu/aktif büyüklüğü 250 milyon TL’yi aşan işletmeler KOBİ statüsünde değildir.
2. KOSGEB’in desteklemediği sektörlerde faaliyet gösterenler → Örneğin tarım, balıkçılık, madencilik gibi bazı alanlar destek dışıdır.
3. Vergi veya SGK borcu olan işletmeler → Düzenli mali yükümlülüklerini yerine getirmeyen firmalar destek alamaz.
4. Resmi kaydı olmayan girişimler → Vergi levhası olmayan, kayıtdışı faaliyet gösteren işletmeler başvuru yapamaz.
5. Daha önce haksız yere destek alıp geri ödemeyenler → KOSGEB ile sorun yaşamış, yükümlülüklerini yerine getirmeyen işletmeler de dışarıda kalır.
6. Kamu kurumları ve dernek/vakıf gibi yapılar → Ticari işletme olmadıkları için desteklerden faydalanamaz.
Bu maddelerden anlaşılacağı üzere, KOSGEB desteği almak belli bir disiplin, düzen ve uygunluk gerektirir.
---
Erkeklerin Objektif ve Veri Odaklı Bakışı
Erkek katılımcıların bakış açısı genelde daha analitik ve kriter odaklı oluyor. Onlara göre, “kimler yararlanamaz” sorusu tamamen ölçülebilir verilere bağlıdır.
Bir erkek girişimci şöyle düşünebilir:
- “Eğer işletmenin çalışan sayısı 250’den fazlaysa zaten KOBİ değildir. Bu yüzden destek alamaz.”
- “Tarım sektörü zaten KOSGEB listesinde yok. Dolayısıyla başvurmak mantıksız.”
- “Vergi borcu varsa destek alamazsın. Önce borcunu kapatmalısın.”
Erkeklerin yaklaşımı, matematiksel doğrular ve resmi prosedürlere bağlı bir değerlendirme sunar. Yani, onlar için mesele daha çok “kriterleri karşılıyor musun, karşılamıyor musun?” sorusuyla sınırlıdır.
---
Kadınların Duygusal ve Toplumsal Odaklı Bakışı
Kadın katılımcıların bakış açısı ise genellikle sosyal etkiler ve bireysel hikâyeler üzerinden şekillenir. Örneğin, bir kadın girişimci şöyle düşünebilir:
- “Kadın kooperatifleri neden yararlanamıyor? Aslında toplumsal fayda sağlıyorlar.”
- “Kayıtdışı çalışan ama geçimini sağlayan birçok küçük işletme var. Onlar destek dışında kalınca aslında toplumda eşitsizlik artıyor.”
- “KOSGEB daha çok teknoloji ve sanayiye odaklanıyor. Oysa sosyal girişimler, kadın emeğine dayalı işler de desteklenmeli.”
Bu bakış açısı, verilerden çok toplumsal adalet ve empati üzerinden değerlendirme yapar. Kadınlar için mesele yalnızca resmi kriterler değil, aynı zamanda bu kriterlerin toplumsal etkileridir.
---
Karşılaştırmalı Analiz
- Erkek bakışı: Nesnel veriler, ölçülebilir kriterler, prosedür odaklı düşünce.
- Kadın bakışı: İnsan hikâyeleri, toplumsal fayda, adalet ve eşitlik odaklı düşünce.
Bu farklılık aslında konunun iki boyutunu da açığa çıkarır. Bir yanda devletin resmi kriterleri ve ölçülebilir sınırlamalar; diğer yanda bu sınırlamaların sosyal etkileri vardır. Gerçek çözüm, bu iki bakışı dengeleyerek hem adil hem de sürdürülebilir bir destek mekanizması kurmaktan geçer.
---
Forum Tartışması İçin Sorular
Şimdi sözü size bırakıyorum. Gelin tartışmayı birlikte derinleştirelim:
- Sizce KOSGEB’in destek dışında bıraktığı alanlar adil mi?
- Kadın emeği veya küçük aile işletmeleri bu kapsamda neden daha çok görmezden geliniyor?
- Erkeklerin veri odaklı yaklaşımı mı daha gerçekçi, yoksa kadınların toplumsal fayda odaklı yaklaşımı mı daha değerli?
- Sizce KOSGEB, gelecekte sosyal girişimleri ve toplumsal faydayı ön plana çıkaran sektörleri de desteklemeli mi?
---
Sonuç
KOSGEB’den kimlerin yararlanamayacağı sorusu sadece resmi bir liste değildir. Bir yanda net veriler ve prosedürler, diğer yanda toplumsal gerçeklikler ve adalet arayışı vardır. Erkeklerin analitik bakışı kriterlerin önemini vurgularken, kadınların empatik yaklaşımı bu kriterlerin sosyal hayattaki sonuçlarını gözler önüne seriyor.
Sonuçta mesele, yalnızca “yararlanamayanlar kimlerdir?” sorusuyla bitmiyor. Asıl mesele, bu dışarıda bırakılanların yerine nasıl bir kapsayıcılık sağlanabileceğidir. Belki de bu sorulara vereceğiniz cevaplar, gelecekte KOSGEB’in politikalarının şekillenmesine dair fikir verebilir.
Şimdi sizden duymak isterim: Sizce kimlerin destek alması ya da alamaması toplumsal açıdan daha kritik bir mesele?
Merhaba değerli forum üyeleri,
KOSGEB (Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi) özellikle girişimciler için büyük bir umut kapısı. Ancak herkesin düşündüğü gibi, bu destekler herkese açık değil. Kimlerin KOSGEB’den yararlanamayacağı konusu, hem objektif kriterlerle hem de toplumsal etkilerle değerlendirilmesi gereken bir mesele. Bu yazıda, resmi verilerden hareketle kimlerin bu desteklerin dışında kaldığını ele alacak, ardından erkeklerin daha analitik bakışını ve kadınların daha duygusal-sosyal yaklaşımını karşılaştıracağız.
---
KOSGEB’in Temel Amacı ve Destek Alanları
KOSGEB’in temel amacı, küçük ve orta ölçekli işletmeleri destekleyerek ekonomiye katkı sağlamaktır. Destekler girişimcilik, Ar-Ge, inovasyon, istihdam ve ihracat odaklıdır. Ancak bu desteklerden faydalanabilmek için belli başlı şartlar vardır.
Örneğin:
- İşletmenin KOBİ ölçeğinde olması gerekir.
- Faaliyet alanının KOSGEB desteklenen sektörler listesinde yer alması gerekir.
- İşletmenin resmi kayıtlarda (vergi levhası, ticaret sicili vb.) uygun şekilde tanımlanmış olması gerekir.
Bu noktadan sonra “yararlanamayanlar” konusu devreye giriyor.
---
KOSGEB’den Kimler Yararlanamaz?
KOSGEB desteklerinden yararlanamayanlar arasında şunlar öne çıkmaktadır:
1. Büyük ölçekli işletmeler → Çalışan sayısı 250’yi aşan veya yıllık cirosu/aktif büyüklüğü 250 milyon TL’yi aşan işletmeler KOBİ statüsünde değildir.
2. KOSGEB’in desteklemediği sektörlerde faaliyet gösterenler → Örneğin tarım, balıkçılık, madencilik gibi bazı alanlar destek dışıdır.
3. Vergi veya SGK borcu olan işletmeler → Düzenli mali yükümlülüklerini yerine getirmeyen firmalar destek alamaz.
4. Resmi kaydı olmayan girişimler → Vergi levhası olmayan, kayıtdışı faaliyet gösteren işletmeler başvuru yapamaz.
5. Daha önce haksız yere destek alıp geri ödemeyenler → KOSGEB ile sorun yaşamış, yükümlülüklerini yerine getirmeyen işletmeler de dışarıda kalır.
6. Kamu kurumları ve dernek/vakıf gibi yapılar → Ticari işletme olmadıkları için desteklerden faydalanamaz.
Bu maddelerden anlaşılacağı üzere, KOSGEB desteği almak belli bir disiplin, düzen ve uygunluk gerektirir.
---
Erkeklerin Objektif ve Veri Odaklı Bakışı
Erkek katılımcıların bakış açısı genelde daha analitik ve kriter odaklı oluyor. Onlara göre, “kimler yararlanamaz” sorusu tamamen ölçülebilir verilere bağlıdır.
Bir erkek girişimci şöyle düşünebilir:
- “Eğer işletmenin çalışan sayısı 250’den fazlaysa zaten KOBİ değildir. Bu yüzden destek alamaz.”
- “Tarım sektörü zaten KOSGEB listesinde yok. Dolayısıyla başvurmak mantıksız.”
- “Vergi borcu varsa destek alamazsın. Önce borcunu kapatmalısın.”
Erkeklerin yaklaşımı, matematiksel doğrular ve resmi prosedürlere bağlı bir değerlendirme sunar. Yani, onlar için mesele daha çok “kriterleri karşılıyor musun, karşılamıyor musun?” sorusuyla sınırlıdır.
---
Kadınların Duygusal ve Toplumsal Odaklı Bakışı
Kadın katılımcıların bakış açısı ise genellikle sosyal etkiler ve bireysel hikâyeler üzerinden şekillenir. Örneğin, bir kadın girişimci şöyle düşünebilir:
- “Kadın kooperatifleri neden yararlanamıyor? Aslında toplumsal fayda sağlıyorlar.”
- “Kayıtdışı çalışan ama geçimini sağlayan birçok küçük işletme var. Onlar destek dışında kalınca aslında toplumda eşitsizlik artıyor.”
- “KOSGEB daha çok teknoloji ve sanayiye odaklanıyor. Oysa sosyal girişimler, kadın emeğine dayalı işler de desteklenmeli.”
Bu bakış açısı, verilerden çok toplumsal adalet ve empati üzerinden değerlendirme yapar. Kadınlar için mesele yalnızca resmi kriterler değil, aynı zamanda bu kriterlerin toplumsal etkileridir.
---
Karşılaştırmalı Analiz
- Erkek bakışı: Nesnel veriler, ölçülebilir kriterler, prosedür odaklı düşünce.
- Kadın bakışı: İnsan hikâyeleri, toplumsal fayda, adalet ve eşitlik odaklı düşünce.
Bu farklılık aslında konunun iki boyutunu da açığa çıkarır. Bir yanda devletin resmi kriterleri ve ölçülebilir sınırlamalar; diğer yanda bu sınırlamaların sosyal etkileri vardır. Gerçek çözüm, bu iki bakışı dengeleyerek hem adil hem de sürdürülebilir bir destek mekanizması kurmaktan geçer.
---
Forum Tartışması İçin Sorular
Şimdi sözü size bırakıyorum. Gelin tartışmayı birlikte derinleştirelim:
- Sizce KOSGEB’in destek dışında bıraktığı alanlar adil mi?
- Kadın emeği veya küçük aile işletmeleri bu kapsamda neden daha çok görmezden geliniyor?
- Erkeklerin veri odaklı yaklaşımı mı daha gerçekçi, yoksa kadınların toplumsal fayda odaklı yaklaşımı mı daha değerli?
- Sizce KOSGEB, gelecekte sosyal girişimleri ve toplumsal faydayı ön plana çıkaran sektörleri de desteklemeli mi?
---
Sonuç
KOSGEB’den kimlerin yararlanamayacağı sorusu sadece resmi bir liste değildir. Bir yanda net veriler ve prosedürler, diğer yanda toplumsal gerçeklikler ve adalet arayışı vardır. Erkeklerin analitik bakışı kriterlerin önemini vurgularken, kadınların empatik yaklaşımı bu kriterlerin sosyal hayattaki sonuçlarını gözler önüne seriyor.
Sonuçta mesele, yalnızca “yararlanamayanlar kimlerdir?” sorusuyla bitmiyor. Asıl mesele, bu dışarıda bırakılanların yerine nasıl bir kapsayıcılık sağlanabileceğidir. Belki de bu sorulara vereceğiniz cevaplar, gelecekte KOSGEB’in politikalarının şekillenmesine dair fikir verebilir.
Şimdi sizden duymak isterim: Sizce kimlerin destek alması ya da alamaması toplumsal açıdan daha kritik bir mesele?