Türkler Hangi Mezhebe Aittir ?

Selin

New member
Türkler Hangi Mezhebe Aittir?



Türkler, tarih boyunca çeşitli coğrafi ve kültürel etkileşimlerle şekillenen karmaşık bir dini ve mezhebi yapıya sahip olmuştur. Bu çeşitliliği anlamak için, Türklerin tarihsel sürecine ve dini dönüşümüne detaylı bir şekilde bakmak gerekir.



Tarihsel Arka Plan ve İlk Mezhepler



Türklerin tarih sahnesine çıkışı, Orta Asya'nın geniş bozkırlarında başlamıştır. İlk dönemlerinde, Orta Asya'daki Türkler, Şamanizm ve Tengricilik gibi yerel inanç sistemlerini benimsemişti. Bu dinler, doğa ile uyumlu bir yaşam ve ruhsal dünyanın etkisi üzerine yoğunlaşmıştır. Ancak, İslamiyet'in kabulüyle birlikte, bu eski inanç sistemleri büyük ölçüde geri planda kalmış ve İslam dini bölgeye hâkim olmaya başlamıştır.



İslam’ın Türkler Üzerindeki Etkisi



Türklerin İslamiyet’i kabulü, 8. yüzyıldan itibaren başlamış ve 10. yüzyılda önemli bir ivme kazanmıştır. İslam'ın kabulü, Türk toplumunun dini ve kültürel yapısında köklü değişimlere yol açmıştır. Bu süreç, ilk olarak Abbasiler döneminde başlamış, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde ise devam etmiştir. İslamiyet'in kabulüyle birlikte, Türkler genellikle Sünni İslam'ı benimsemiş, bu da mezhebi tercihlerini büyük ölçüde etkilemiştir.



Sünni İslam ve Mezhebi Çeşitlilik



Türklerin büyük çoğunluğu, Sünni İslam'ı benimsemiştir. Sünnilik, İslam’ın dört büyük mezhebinin (Hanefi, Şafii, Maliki, Hanbeli) en yaygın olanıdır. Türkiye'deki en yaygın mezhep ise Hanefiliktir. Hanefi mezhebi, özellikle Osmanlı İmparatorluğu döneminde devlet politikası ve eğitim sistemi tarafından teşvik edilmiştir. Bu nedenle, Hanefi mezhebi, Türkiye'deki İslam pratiğinin ve hukukunun temelini oluşturur.



Şii İslam ve Türk Toplumunda Şii Etkisi



Türkler arasında Şii İslam’ın da önemli bir yeri vardır. Şii İslam, özellikle İran ve çevresindeki bölgelerde yaygındır. Türkiye'de Şii mezhebinin etkisi, özellikle Alevi toplulukları arasında kendini gösterir. Alevilik, Şii İslam’ın bir yorumu olarak kabul edilir ve birçok yönüyle Sünni İslam’dan ayrılır. Aleviler, İslam'ın temel inançlarını benimsese de, ritüeller ve uygulamalarda önemli farklılıklar vardır. Türkiye’de Alevi topluluklar, tarihsel olarak marjinalleşmiş olsa da, kültürel ve sosyal yapının önemli bir parçasıdır.



Diğer Mezhepler ve İnançlar



Türkler arasında, Sünni ve Şii mezheplerinin yanı sıra, diğer dini inançlar da bulunmaktadır. Türkiye’de, Hristiyanlık ve Yahudilik gibi diğer dinlere mensup bireyler de mevcuttur, ancak bu gruplar nüfus açısından küçük bir oranı temsil eder. Ayrıca, son yıllarda bazı modern ve seküler yaklaşımlar, özellikle büyük şehirlerde daha fazla görünür hale gelmiştir. Bu çeşitlilik, Türkiye’nin çokkültürlü yapısının bir yansımasıdır.



Mezhebi Çeşitliliğin Sosyal ve Kültürel Yansımaları



Türk toplumunun mezhebi çeşitliliği, sosyal ve kültürel hayat üzerinde derin etkiler bırakmıştır. Sünni İslam'ın egemenliği, Türkiye'nin dini ve hukuki yapısının temel taşlarını oluşturmuştur. Ancak Alevi toplulukların varlığı ve onların eşit haklar talebi, Türkiye'deki toplumsal dinamikleri etkilemiştir. Mezhebi çeşitlilik, ayrıca Türkiye'nin kültürel mirasını zenginleştirmiş ve toplumsal uyum, hoşgörü gibi kavramların önemini artırmıştır.



Sonuç



Türklerin mezhebi yapısı, tarihi süreç ve coğrafi etkilerle şekillenmiştir. İlk dönemlerinde yerel inançlar, sonrasında İslamiyet'in benimsenmesi ve özellikle Sünni İslam’ın egemenliği, Türklerin dini kimliğini belirlemiştir. Şii etkisi, özellikle Alevilik aracılığıyla toplumda kendini göstermektedir. Türkler arasındaki mezhebi çeşitlilik, sosyal ve kültürel dinamiklere önemli katkılarda bulunmuş ve Türkiye'nin çok yönlü yapısının bir parçası olmuştur. Bu çeşitliliği anlamak, Türk toplumunun dinî ve kültürel zenginliğini daha iyi kavrayabilmemize yardımcı olur.